18.yüzyılın ortalarında Osmanlı devleti adına Batı Anadolu’da “ Balat- Seferihisar “ arasındaki çok geniş araziler eken ve ürün kaldıran ahaliden vergi toplayan İlyas oğullarının kurucusu olan İlyas Ağa’nın babası “ Hamit ağa” ; aşiretiyle İçel bölgesinden gelip önce Muğla tarafına yerleşmiş ve daha sonra o dönemde “ Akça şehir “ adıyla bilinen Söke’ye yerleşmişlerdir. İlyas Ağa camisini yaptıran “İlyas Ağa “ halk dilinde ve yabancı seyyahların gözünde “ Hacı Elles Oğlu” diye anılır. İlyaszadeler 19. yüzyılda ise Batı Anadolu Bölgesinin Söke ve Kuşadası taraflarında en etkin ailelilerinden biri olmuştur. Ailenin Söke ve Kuşadası taraflarında” geniş arazileri ve büyük çiftlikleri “ vardır. Bunlardan en büyük olanı bugün Söke Sazlı köy sınırları içinde kalan” Kemer Çiftliği “ dir. Geçmişte İlyaszadeler Kuşadası’nı surlarını yaptıracak kadar yönetimde ve ticarette söz sahibi bir ailedir.
1756 tarihinde “ İlyaszade Hasan Ağa “ Osmanlı hükümeti tarafından sancağın vergilerini toplamak amacıyla “ Suğla sancağı mütesellimliği “ ne atanmıştır. Bu atama ile “ İlyaszadeler”in “ seksen yıla yaklaşan “ derebeylik “ hâkimiyeti başlayacaktır. İlyaszade hanedanı” nın kurucusu olan Hasan Ağa; 1756-1770 yılları arasında, Sığla sancağının vergilerini zamanında toplayarak devlete gönderdiği, zorbalıkla halkın elinden hububatlarını gasp ederek yüksek fiyatlarla Hristiyan korsan gemilerine satan eşkıyalara engel olduğu, Sivas dolaylarında isyan eden eşkıyaları tepelediği ve vb. yararlı hizmetler yapmıştır. Ancak 1757 senesinde; Kuşadalı Dizdaroğlu Hacı Ahmet’e ait Güzelhisar yakınlarındaki “Türk Ahmed Paşa Çiftliğini “ basıp yağmaladığı, kızlarından birini kaçırıp, oğullarından birini de İzmir yolunda öldürdüğü görülmektedir. Bu olay sonunda Hasan Ağa Sığla sancağı mütesellimliği görevinden uzaklaştırılmıştır
İlyaszade Hasan Ağa’nın azlinden sonra yerine oğlu “ binbaşı Ahmet Ağa getirildi”. Daha önce Ahmet ağa orduya yardımlarından ve gösterdiği yararlıklardan dolayı binbaşı rütbesi verilmiştir ve genç yaşta vefat etmiştir. Bu binbaşının mezar taşı Adalızade Mezar taşları Müzesinde yer almaktadır. 1781 de Halil Ağa mütesellim oldu ancak iki kardeş halka zulmetmeye, fakir halkın mallarına el koymaya ve hırsızlık yapmaya başladılar. İlyaszade Halil ve Ahmet Ağa bir süre sonra işi iyice azıtarak devlete isyan ettiler. Durum gittikçe kötüye gidiyordu ve mesele “ kaptan-ı derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa” ya asilerin yakalanma emri olarak havale edildi. İlyaszade hanedanına ait tüm mallara ve emlaklara devlet el koydu.
1823 yılında İlyaszade İlyas Ahmet Ağa; Suğla sancağı mütesellimliğide uhdesinde kalmak şartıyla, “ Mustafa Raşit Paşa” nın yerine “ Kuşadası muhafızlığına “ getirildi. 29 Zilkade 1238/ 7 Ağustos 1823 atama belgesindeki hükmün özeti şudur. “ Padişahlık makamı kapucubaşılarından ve bugün Sakız adasında görev yapan ancak bu defa Kuşadası sahillerini de korumakla görevlendirilen İlyaszade el-hac İlyas oğlu Kapucubaşı Ahmet'e hüküm ki; Kuşadası muhafazı Mustafa Raşit Paşa Sakız adası muhafızlığına tayin edilmiş, Kuşadası sahillerini koruma görevinden azledilmiştir. Onun yerine İlyaszade el-hac İlyas oğlu Kapucubaşı Ahmed Kuşadası muhafızı olarak tayin edilmiştir.”
İlyaszade İlyas Ahmet Ağa, Kuşadası’nı 1613-18 yılları arasında kuran Türk kökenli büyük devlet adamı Öküz Mehmet Paşa’dan sonra ikinci banisidir. Kuşadası’na önemli hizmetler vermiş, kaleyi, kale içini, camisini ve şehrin duvarlarını tamir ettirmiş ve Kaleiçi camisinin yanına bir de kütüphane yaptırmıştır. Kuşadası’nda çok sayıda hayır eserleri inşa ettirmiş ve kurduğu vakıfla Kuşadası’nda izler bırakmıştır. Dönemin padişahı II. Mahmut; İlyas Ahmet Ağa’nın hizmetlerinden çok memnun kalmış ve ona 11 Şevval 1241 / 19 Mayıs 1826 tarihinde bir “ taltifname “ göndermişti. İlyaszade Ahmet Ağa; bu kadar yorucu hizmetlerden bitap düştü ve hastalandı. Uzun müddet hasta yattıktan sonra 14 Recep 1245/9 Ocak 1830 tarihinde vefat etti. İlyas Ahmet Ağa, Söke’deki Ağalar mezarlığına defnedilmeyen ikinci hanedan mensubudur bu yüzden Güzelhisar Ulucami mezarlığına gömüldü.
Kuşadası’nda mütesellim konağı olarak inşa edilen 4.5 dönümlük bir alanı kaplayan yapılar topluluğu konağın son sahibesi olan Hoşyar hanıma izafeten halk arasında “ müsellima “ konağı olarak adlandırılmıştır . Kuşadası’nın kurtuluşundan önceki günlerde Kuşadası Rumlarını koruduğu masalı anlatılmaktadır ancak bu konuyu doğrular arşiv belgeleri yoktur ve tarihler uymamaktadır.. Yunan kaynaklarında bu şekilde yazılı belgeler olduğu iddiaları bugüne kadar kanıtlanamamıştır. 1823 yılında Mora isyanı sırasında Sisam adasından gelen ve Kuşadası sahillerini vurup yağmalayan ve büyük zararlara sebep olan Rum eşkıyalardan kurtulmak için İlyaszade İlyas Ahmet Ağa Osmanlı devleti tarafından Kuşadası muhafızı olarak atanmıştır. Harabe halindeki Kuşadası Küçük ada kalesini tamir ettirmiş, kale surlarından eksik olan deniz tarafının sur kısmını eklettirmiş ve kaleyi bugünkü haline dönüştürmüştür.
İlyaszade konağı olarak bilinen bu muhteşem yapılar topluluğu son sahibi olan İlyaszade Hoşyar hanım tarafından satılmış ve Söke’de Kirli zadeler olarak tanınan aile tarafından satın alınmış ve sonraki yıllarda konağın küçük bir arsası Alp ailesine satılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra 1920 doğumlu ve sonraları Kuşadası Belediye başkanlığı yapmış Haşmet AKDOĞAN beyin mülkü olmuştur.
Kuşadası’nın turizme açılmasından sonra büyük bir gazino ve lokanta olarak hizmet veren bu yapı tarihi değerinden uzak bir amaçla kullanılmıştır. Hacı Feyzullah Mahallesi Anıt Sokak üzerinde bulunan bir dönemin ünlü Mavi Köşkü henüz belirlenemeyen bir nedenden dolayı yangınla harabe haline geldi. yaklaşık 1,5 saat süren yangın sonunda sit alanındaki ve tinercilerin barınağı olan eski Mavi Köşk kullanılamaz hale geldi. Bugünlerde Akdoğan ailesi tarafından korunan, etrafı duvarlarla çevrili olan bu hafıza mekanı sağduyulu aile konağın tarihi değerinin farkında ve özverili aile efradı tarafından konağın Röleve planları hazırlattırıldı. Gerekli finansman kaynağı bulunduğunda ve devlet gerekli izinler verdiğinde bu konak muhteşem geçmişine geri dönecektir. Kuşadalı hemşerilerimizin de Mütesellim konağına ve Anıt sokak üzerindeki tüm tarihi Kuşadası evlerine sahip çıkmalarını bekliyoruz.