KUŞADASI'NIN KURULDUĞU MAHALLE : KALE İÇİ
Kuşadası'nın ana hafıza mekanı kurulduğu yer olan " kale içi mahallesi" dir.
Kuşadası 17. Yüzyılın başında ıssız bir yerdi ve sadece Küçük ada adıyla bilinen kayalıkların üzerinde bir gözetleme kulesi olan bir yerdi Asıl yerleşim ise 10 km uzaklııklta kadı kalesinin olduğu yerdi. Bugünkü Kuşadası şehri Osmanlı arşiv belgeleri ve bilhassa Ceneviz Por tolan haritalarına göre 17. Yüzyılın başlarında , 1613-1620 tarihleri arasında , önce kaptan-ı derya ve sonra da vezir-i azam olan Türk kökenli Öküz Mehmet paşa tarafından kurulmuştur. 1613 yılında başlayan Kuşadası‟nı iskâna açıp bir liman kenti yapmak yani Osmanlı deyimiyle “ şenlendirmek “ işini Öküz Mehmet Paşa başlatmış, 1620 yılında Mehmet Paşanın gözden düşmesi ve Halep‟e sürülmesi ile kısa bir süre duraklamış, şehir surları ancak yerine gelen Sad razam Topal Recep Paşa tarafından bitirilmişti. 1630 tarihinden itibaren Kuşadası hızla geliş meye başlamış, çekim merkezi olmuş, Osmanlı tebaası olan” Ermeni, Musevi ve Rum “ azınlıklar Kuşadası‟na gelmiş ve “ sur dışında” iskân edilmişlerdi. Sosyal ve ticari hayat süratle oluşmuştu. Bu hızlı değişim ve gelişim Kuşadası ticaret hayatını canlandırdığı gibi, farklı kül türlerin bir arada yaşamanın getirdiği refah ve kültürel zenginlikte batı Anadolu‟da Kuşadası‟nı ayrı bir konuma taşımıştı.
Sur içi veya ç Kale diye adlandırılan bu bölge surlarla çevrilmiş, kulelerle gözetlenmiş, sabah ezanı ile açılan ve akşam ezanı ile kapanmıştır., Osmanlı dönemin de önce yeniçeriler ve sonra Jandarma askerleri tarafından bu kapı önünde nöbet tutulurdu. Kale içi mahallesinde sadece Türklerin yaşamıştır. Bu bölgede “ kadı konağı, yeniçeri ağasının köşkü, kale içi cami, şifahane, kervansaray, dükkanlar ve evler “bulunmaktaydı. 17. yüzyılda şehrin kurulmasıyla birlikte bu bölgede 3 mahalle ve 7 sokak vardı
Eskiden kale kapıları çok kalın kalaslar üzerine geçirilerek perçinlenmiş kalın saçlarla kaplı idiler. Kuşadası‟nın denize bakan cephesinin kapısı olan bugünkü yapıdaki kalın kapı gelip geçmeye engel olduğu için 1933 yılında maalesef belediye başka nı Sedat Akdoğan tarafından yıktırılmıştır . Mevcut kapının kanatları buradan geçen taşıma araçları tarafından zedelendiği ve tahrip edildiği için 1954 yılında yine belediye tarafından kaldırılmıştır. Kale kapısının altında köşede yuvarlak bir taş vardır. Yerel bir inanışa göre bu kale kapısının altından geçenler ve bu yuvarlak taşa basanlar bir daha Kuşadası‟nı terk edemez ve Kuşadalı olurlar.
Kentimizin ana hafıza mekanı olan bu mahallede Osmanlı'dan kalma kervansaray, sur duvarlarının büyük bir bölümü, iki katlı ve cumbalı evler yer almaktadır.